23 Nisan 2010 Cuma
İşine aşık insanları hiç anlamamışımdır. Hani insanlığa hizmet bir işin vardır, ya da güzel taşşak muhabbeti olan, iş saatleri uygun, güzel maaşı olan, bol tatilli bir iş yaparsın… Haa o zaman işini sevmeyi anlarım bak. Ama, her sabah altı buçukta kalkıp akşam yedilere kadar çalışan, fazla mesaiye kalan, hatta hafta sonları da mesaiye kalan ve yılda en fazla bir hafta izin yapan plaza insanlarının işine olan aşklarını bir türlü anlayamıyorum. Hergün takım elbisenin ya da abiyenin içinde saatlerce çalış, hergün traş ol. İşte evde dışarıda geçirdiğinden daha az zaman geçir. Sonra da bunun güzel bi hayat olduğunu düşün. Bi zamanlar aynı bööle iki arkadaşım vardı. Biri Koç Holding’de öbürü Sabancı Holding’de. Bunlar hafta sonu bir barda bir araya geldiklerinde tek konuştukları konu; Sabancı mı daha büyük Koç’mu konusu olurdu. Hele sene sonu hesaplar kapanıp karlar açıklanınca, tartışmalar aynen savaşa dönerdi Zannedersin Sabancı’nın Koç’un küçük oğlu pezemekler. Yok biri der Koç’a nasıl geçirdik, öbürü durmaz atlar esas biz size geçirdik hesabı. Ulan hıyarlar bunlar önce size geçiriyo sona hepimize. Bide çok tatil yapan insanları da kıskanırlar utanmadan. Biz eşek gibi çalışalım sen yat. Yatıcam tabe lan… Madem bir gün sonsuza kadar yatıcam zaten bu dünya da niye eşek gibi çalışayım. Ekmeği için ölümüne çalışmak zorundaki arkadaşları takdir ve tenzih ederim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder